eviler

释义

evil（邪恶的，罪恶的）的比较级形式；

1. His evil designs were frustrated.
   他的罪恶企图未能得逞。
2. The book gives, as it were, a picture of the evil old society.
   这本书可谓是展现过去那个邪恶社会的图画。
3. Drug dealer is evil to the society.
   毒品交易者有害社会。
4. What an evil smell!
   多么臭的气味！

1. My father taught me to render good for evil.
   我父亲教导我要以德报怨。
2. Money is thought to be the root cause of all evils.
   金钱被认为是万恶之源。
3. Separation from her grandfather was the greatest evil she could dread.
   同外祖父分离是她最担心的一种灾祸。

Emeviler ve Emevi Halifeleri
Katli Vaciptir Aleviler
Emeviler'den Arap Baharı'na Halep Türkmenleri
Emeviler Döneminde İslam Dünyasında Yahudiler
Aleviler'in Etnik Kimliği - Aleviler Kürt Mü? Türk mü?
Uluslaşma Sürecimizde Bektaşi Aleviler ve Atatürk
Watch out for the even eviler cousin-sorbitol-fermenting E coli O157.
Cumhuriyet Döneminde İnsan Hakları Bağlamında Aleviler
Taksim Gezi Parkı Olayları ve Bir Muhalefet Ögesi Olarak Aleviler
Aleviler/Alewiten, Vol. 2: Inanç ve Gelenekler/Glaube und Traditionen, edited by Enginİsmail and FranzErhard. (Mitteilungen 60) 32...